Sex And The City Ve Bize Öğrettikleri

Selam sevgili okur! Yine yeni yeniden bir dizi ile karşındayım. Hayranı olduğum Sex and The City’nin bizlere neler öğrettiğine gelin bir bakalım. İzleyenler bilir ki dizi bizlere ilişkiler, arkadaşlıklar, kendi ayaklarımızın üzerinde durmak gibi birçok konuda bir şeyler öğretiyor. Ek olarak da size en sevdiğim karakteri tanıtıp inceleyeceğim. O zaman şimdiden iyi okumalar…

sex and the city

1. Arkadaşların Gücü

Carrie, Charlotte, Samantha ve Miranda 4’lüsünün arkadaşlıklarını izleyenler bilir. Hep birbirlerine destek oldukları, her zaman birlikte gülüp ağladıkları güzel samimi bir grup. Kendileri de zaten bizler birbirimizin ruh eşleriyiz diyorlar. Çok samimi arkadaşlarımızın aslında bizler için ne kadar önemli olduğunu söylüyorlar. Arkadaşlıklarımız sayesinde zorlu durumlardan daha kolay çıkarız, iyi oluşumuz olumlu yönde etkilenir, yalnız hissetmeyiz ve dert ortağımız olur. Eğer siz de kan bağı olmayan ailenizi bulduysanız sakın kaybetmeyin. Çünkü bulması oldukça zor.

arkadaşlık

2. Bireysellik ve Bağımsızlık

Sex and The City bize bir birey olarak içimizden ne geliyorsa onu yapabileceğimizi ve bundan dolayı kimseden özür dilemek zorunda olmadığımızı söylüyor. Aynı 4 kadın karakterimizin de birbirinden farklı olduğu gibi insanların da birbirinden farklı olmasının güzel bir şey olduğunu vurguluyor. Hepimiz farklılıklarımızla, hayallerimizle değerliyiz. Hayallerimizin peşinden gitmeliyiz ve pes etmemeliyiz. Aynı zamanda kadınların kariyer yapmakta özgür ve hırslı olabileceğini, başarılı olabileceğini, yüksek konumlarda olabileceğini gösteriyor. Hala günümüzde bazı iş yerlerinde kadın erkek eşitliği savaşları oluyorken bu dizi biz kadınlara ilham oluyor.

sex and the city

3. Aşk ve İlişkiler

Carrie’nin her yazısında kafa patlattığı konu aşk, ilişkiler, cinsellik ve erkekler. Dizinin bu konuda da bize birçok şey öğrettiği kesin. Aşkın ve ilişkilerin her zaman kolay olmayacağını, bazen doğru kişiyle hemen olduramayacağımızı sabretmemiz gerektiğini (yanlış zaman doğru insan durumu yani : ) ), doğru kişinin beklemediğimiz bir anda çıkabileceğini gösteriyor. Ayrıca ilişkilerimizde uzlaşma ve açık iletişim kurmamız gerektiğini, karşılıklı saygı ve anlayış gerektiğini vurguluyor. Acılara ve olumsuz deneyimlere rağmen her zaman önümüze bakmamız gerektiğini söylüyor. Unutmayın her zaman en önemli olan sizsiniz ve her acı zamanla geçer.  Samantha Jones’un da dediği gibi “Seni seviyorum ama kendimi daha çok seviyorum”. Ayrıca doğru kişi karşınıza çıksa da çıkmasa da acele etmeyin. Olması gerektiği zamanda en güzel haliyle olacak merak etmeyin. Aşk aceleye gelmez…

Carrie ve Big

4. Cinsellik ve Tabular

Samantha Jones bu konudaki en baskın karakterimiz. Kadınların da cinsellik konusunda özgür olabileceğini, cinsellikten utanılmaması gerektiğini gösteriyor. Kendi özgür iradenizle yaptığınız hiçbir şeyden utanmaya gerek yok!

samantha jones

 

5. Affetmeyi Öğrenmek

Bazen ilişkilerimizde, arkadaşlıklarımızda kötü olaylar yaşayabiliriz. Ama bu dizi, bize asıl büyüklüğün kin tutmak olmadığını affetmek olduğunu söylüyor. Bu eski ilişkilerimiz için de geçerli. Bize yük olacağına affetmek en iyisi. Düşünsenize Carrie, Big’i affetmeseydi onlar bir daha asla olamazdı. Kim bilir sizde birilerini affederek belki de yarım kalan dostluklarınıza, ilişkilerinize dönersiniz. (Tabii ki size ağır kazık attıysa yapmayın sadece içinizde affedin çünkü belki de o kişinin olmaması daha iyidir.)

carrie bradshaw

6. Değişim

Her insan zamanla değişir. Düşünceleri, istekleri, bakış açıları, zevkleri… Hem biz hem de hayatımızdaki insanlar her gün değişiyoruz aslında. Bu iyi bir şey. Çünkü değişim olmasaydı belki de saçma fikirlerimiz hala olacaktı, olgunlaşamayacaktık ve bir şeyler tecrübe edemeyecektik. Değişimle hayatımıza yeni kişiler, durumlar girebilir. Aynı zamanda geçmişle ilgili daha sağlıklı düşünceler oluşabilir. Zaman, yaşanan olaylar, kişiler ve öğrenilen şeyler bizi değiştirir. Sex and The City, değişimin yaşamın bir parçası olduğunu gösteriyor.

sex and the city

7. Kendini Keşfetme

Karakterler sürekli bir gelişim ve kendini keşfetme durumunda. Zaman içerisinde kendimizi keşfedeceğimizi ve geliştireceğimizi gösteriyor dizi. Bu durum psikolojide Maslow tarafından değiniliyor. Maslow’un kendini geliştirme kuramını hayatımızın çoğu yerinde görüyoruz aslında. Aynı zamanda dizileri-filmleri izlerken de karakterlerle ve olaylarla bağ kurup kendimizi keşfediyor ve geliştiriyoruz.

girls

 

Gelin şimdi de size en sevdiğim karakteri tanıtayım:

Carrie Bradshaw

Carrie, New York’da yaşayan ve her ay ilişkiler, sex, aşk, erkekler, arkadaşlıklar ve deneyimleri üzerine yazı yazan bir köşe yazarıdır. Modaya ve New York’a aşıktır. Tasarım marka ayakkabıların da delisidir. Özellikle de Manolo Blahniks. Carrie duygusal, samimi, özgün, tutkulu, romantiktir ve iyi bir arkadaştır. 3 yakın arkadaşı vardır. Bunlar: Charlotte, Miranda ve Samantha’dır. Artık bir arkadaştan çok aile olmuşlardır. Birlikte birçok deneyim yaşarlar. Ayrıca Carrie’nin aşk hayatı da çok hareketli. Carrie’nin birçok ilişkisini görüyoruz fakat her zaman en sevdiği ve aklında olan kişi Big oluyor. Neyse ki sonunda birlikte oldular.

carrie bradshaw

Carrie’nin Psikolojik İncelemesi

Carrie ilişkilerine hep kaygılı bir şekilde bağlanır. Partnerlerinden ve arkadaşlarından güvence ve onay bekler. Terk edilme korkusu, güvensizlik, aşırı düşünme yaşar. Geçmiş ilişki deneyimleri de bu durumları tetikler. Duygularını yoğun yaşar ve ideal bir aşk yaşamak ister. Büyük hevesler ve duygularla ilişkiye başlar ama genellikle umduğunu bulamaz ve üzülür. İlişkide bir sorun olmasa da sorun olduğundan şüphelenir. Samimiyetten korkar. Kendini tamamen açmaktan çekinir. Carrie, duygularını yazarak onlarla başa çıkmaya çalışır. Bunlara ek olarak arkadaşlıkları da Carry’e güvenli bir alan ve aidiyet duygusu sağlar. Arkadaşlarından destek alır ve bu sayede duygusal ve derin bir bağ kurar.

bradshaw

Çok özgüvenli durmasına rağmen kendine karşı güvensizlikleri de var Carrie’nin. Bu yüzden de dışarıdan onay bekliyor çoğu zaman. Bu özgüvensizlikler genelde geçmiş deneyimler ya da toplum baskısı yüzünden olabiliyor. Carrie, dizi içerisinde sürekli gelişen bir karakter. Sürekli kendini keşfediyor. Kariyerinde de zamanla yükseldiğini görüyoruz. Mesela Vogue’da yazarlık yapıyor. Sonuçta bir moda tutkunu ve yazar. Aynı zamanda da ilişkiler, arkadaşlıklar, hayat ve kendisi konusunda sürekli bir şeyler öğreniyor. Öğrendikleriyle de büyüdüğünü gözlemliyoruz.

sex and the city

Evet sevgili okur bir yazımın daha sonuna geldik. Umarım beğenmişsindir. Bu sefer daha kısa bir yazı oldu ama en sevdiğim dizilerden birini yazmak istedim. Okumak istersen diye sana modayla ilgili yazımı bırakıyorum. Sende en sevdiğin Sex and The City karakterini ya da diziden ne öğrendiği yazabilirsin yorumlara…

Yazar: Ceren Gündüz

Editör: Şevval Pektaş

Tavsiye Edilen Yazılar

1 Yorum


Bir Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir